Kitabın başındaki "Sunu" yazısı :
Türk yazınından seçilmiş bir demet denemeyi bir araya getiren bu derleme, "bütün eksikliklerine karşın", gene de, son elli yılda eleştiri dünyamızda yaşanan hızlı gelişmeyi, çeşitlenmeyi tam bir açıklıkla yansıtıyor.
Eleştirinin yaratıcılığa en yakın türü olan deneme, bilindiği gibi, sanat yapıtlarının yanı sıra, doğrudan yaşamı, insanı, insanlar arası ilişkileri, yeryüzünün her türlü görünümünü ele alışıyla, sanat eleştirisinin dışına da taşabiliyor.
Bu kitabı okurken konuların ötesinde, yazarların deneme anlayışlarında da önemli ayrımlar olduğunu göreceksiniz. Kimi tatlı bir söyleşi havasındayken, kimi denemeyi nerdeyse incelemeye çok yakın bir yerde üretiyor.
Elinizdeki derleme demetinin bir hayli renkli olduğu kanısındayım. Böyle olması için bir çaba gösterdiğim sanılmasın. Buna olanak da yoktu. Çünkü bu kitap belli bir kişinin seçimiyle ortaya çıkmadı. Yazarların büyük çoğunluğu kendi denemelerini kendileri seçtiler.
Nurullah Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Cemal Süreya, Akşit Göktürk'ün denemelerini ben seçtim.
Melih Cevdet Anday, Attilâ İlhan, Özdemir İnce, Füsun Akatlı'nın ise, yaptığım derlemede bulunmasını istediğim denemeleri vardı, kendilerine sordum, uygun gördüler.
Rauf Mutluay ile Nedim Gürsel'e ulaşamadım. Danışma olanağı bulamayınca, dostluklarına güvenerek denemelerini kendi beğenime göre seçtim. İzin de alamadım. Bağışlamalarını dilerim.
Hasan Bülent Kahraman'ın ise incelemeye çok yakın bir deneme anlayışı var. Seçip gönderdiği inceleme nitelikli çalışması hayli geç geldi. Derlemede yer almayı önceden kabul etmiş olduğu için, bekleme süresinin son gününde, önemli bir konuyu irdeleyen, birbirine bağlı iki denemesini seçmiştim. Onlardan vazgeçemedim. Kendisine danışma olanağı bulamadığım için üzgünüm.
İlk tümcemde "bütün eksiklerine karşın" dememin nedenlerine gelince :
Bu derleme dizgeli, eksiksiz bir antoloji değil. Türk yazınında deneme türünün gelişmelerini sergilemediği gibi, nice usta denemeciye de yer vermiyor. Üstelik bunlar deneme dünyasındaki yerleri tartışılmaz kişiler : Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Sadri Ertem, Ahmet Hamdi Tanpınar, Suut Kemal Yetkin, Orhan Burian, Azra Erhat, Oktay Akbal... Daha birçok ad sıralanabilir. Sonra gençler yok. Bir de kendini denemeciden saymayan, zaman zaman kaleme sarılıp sanatlarıyla ilgili yazılar yazma gereği duyan, ama bu arada çok güzel, çok doğru, ya da en azından, ilginç, uyarıcı, düşündürücü şeyler yazan sanatçılar yok : Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Oktay Rifat, Necati Cumalı, İlhan Berk, Edip Cansever, Ferit Edgü gibi...
Dizgeli bir deneme antolojisinin mektuplara, güncelere kadar uzanabileceği düşünülürse, bu derlemenin Türk yazınında deneme türünün ulaştığı boyutları kapsamaktan ne kadar uzak olduğu kolayca anlaşılır.
Türkçenin günümüzdeki ortak arınma alanından, okumaya yeni başlayacaklar için, bir demet deneme seçelim, yaşayan, ulaşabildiğimiz denemecilerden de, seçim konusunda yardım alalım dedik, ortaya elinizdeki kitap çıktı.
Önemli eksiklikleri olan bu kitaba bakıyorum da, dizgeli bir deneme antolojisinin, hele yazarların tek tek gelişmeleri de yansıtılmak istenirse, dört beş ciltlik görkemli bir yapıt olacağını düşünüyorum.
Memet Fuat
Çamlıca, Haziran 1993